23 Mayıs 2013 Perşembe

Sonunda ben de lazerle göz ameliyatı oldum

Muayene
Hep aklımdaydı hep çekindim. Hep istedim ama detaylı araştırmadım. Gözlüğü sevmiyordum, zaman zaman kısıtlıyordu beni. Cesaret edemedim. 
Bir gün Optimum'da Veni Vidi Göz Hastanesinin standı vardı. 
Form doldurdum broşürlerini aldım. Aradılar 2 hafta sonra. Gözünüzü kontrol edelim dediler, promosyon varmış. 
22 Nisan tatil rahat rahat gittim. Ön muayene ve doktor kontrolü. 
Doktor gözümün uygun olduğunu ve lazer ameliyatı isityorsam detaylı testlerin yapılması gerektiğini söyledi. Hesapladık testlerin toplamı 900 TL'yi buluyor. Vazgeçtim. Sonra bazı testleri hastanenin karşılayacağını söylediler, kabul ettim. Özel sağlık sigortası ile makul bir fiyata geldi. 
Birçok teste girdim. Bunlar iğneli ağrılı testler değil. Hepsinde de farklı farklı cihazlarda, cihaz içine bakıyorsunuz ve noktaları, işaretleri görmeye çalışıyorsunuz. 
Eğlenceli ama uzun sürünce sıkıcı olmaya başlıyor. 
Testler sonunda doktor ile yeniden biraraya geldik. 
Glokom var gibi ama sinir çeperleri kalın, problem yok. Retina kalınlığı yeterli seviyede, iki ameliyatı bile kaldırabilir. İki göz de 2.5-3 aralığında. Birazda astigmat varmış. 
Aklıma gelen birçok soruyu sordum
- neden bazı göz doktorları gözlük takıyor?
- bu ameliyat rüştünü ispat etti mi?
- şimdiye kadar kaç hastayı ameliyat etti?
- gözle sıfırlanacak mı?
- cihazlar nasıl, yeni mi?
- yaşlanınca ne olacak?
- normal yaşantıma hemen dönebilir miyim?
- ameliyat çok acılı mı geçecek?
- parlama, kaşınma, gece görüşü?
Ertesi gün ameliyat günüymüş. 2 göz için 2.000 teklif ettiler. Kabul ettim. Randevuya yazdılar. Sabah 9:30 da orada bulunmam gerekiyor. Refakatçi de gelsin dediler. 30 sn'lik bir operasyon için refakatçıya ne gerek var?!

Ameliyat 
Benim gibi bekleyen 4-5 kişi var. 
Form doldurdum. Parayı ödedim. Gözüme damla damlattılar. 
Herkes teker teker gitti, en sona ben kaldım. 
Üzerimde ne varsa refakatçime bıraktım, saat, yüzük, cüzdan, telefon, gözlük vs. 
Malum ameliyathane'ye gidiyorum. 
Klasik beyaz bir önlük verdiler, giydim. Üstümü çıkarmama gerek yok, normal kıyafetin üzerine giydim. 
Aşağıda ayrı bir odaya aldılar, gözüme damla damlattılar. Göz kapaklarım uyuşuyor ama tamamem hissiz değil. 
Ayrı serin bir odada beklemeye aldılar. Ameliyat olmuş biri geldi gözleri daha doğrusu göz çevresi kıpkırmızıydı. Tansiyonum çıkmadı desem yalan olur :)
Sıra gelince ameliyathaneye geçtim, ortada ameliyathane masası. Yattım üzerine. Etrafta birkaç büyük cihaz var. 
Hemşireler var, gözüme damla damlatıyorlar, konuşturuyorlar, heyecanımı azaltmaya çalışıyorlar.
Doktoru sordum, hazırlıklar bitince gelecek dediler. 
Sırt üstü yatınca cihazı baş hizamda gözümün üstüne denk gelecek şekilde yerleştirdiler. 
Başımı sabitlediler. 
Doktor geldi. Gene damlalar. Doktorun söylediği 30 sn oldu 15 dk. 
Gözüme lazer tutacaklar yürüyerek çıkacağım diye düşünürken, ameliyat masasındayım :)
Doktor göz kapaklarımı kapamamam için gözümün içine bir aparat yerleştirdi. Sanırım halka şeklinde. 
Ama göz kapaklarım sanki inat eder gibi kapanmaya çalışıyor. Bu da acıtıyor. Damlalar pek fayda etmedi galiba. 
Hemen gözün üstünde çalıştıkları için göz odaklama yapamıyor anlayamıyorum. 
Damlarlarla da göz oldukça sulu, her taraf bulanık. 
Bir ara doktorun elindekinin neşter olduğunu anladım. Göz bebeğinin önündeki zarı ayırdı. 
Bu acıtmıyor da göz kapaklarımı kapatmamam için koydukları parça çok acıtıyor. 
Neşter işi bitince cihazı gözüme yaklaştırdılar ve ışıgı verdiler. 
Açıkçası çok birşey anlamadım ama burnuma da yanık et kokusu geldi. 
Gerçekten de bu ışık olayı doktorun dediği gibi kısa sürdü 25-30 sn. 
Sonrasında doktor neşter ile zarı yeniden göz bebeğinin üzerine kapattı. 
Küçük bir fırça ile (pastaların üzerine yumurta sürülen fırçanın minyatürü) bu zarı, gözbebeğin üzerine katlanmadan yayılmasını sağladı. 
Sonra bol bol damlalar. 
Ardından diğer göz. Bitiminde doktor hemen gitti. 
Operasyonun tamamı 40-45 dk sürdü sanırım. 

Ameliyat sonrası
Hemşireler kar gözlüğü gibi bir gözlük verdiler. Simsiyah arkası lastikli. İçine ışık almıyor. 
Bu gözlüğü bir gün boyunca takacağım ve uyku dahil çıkarmayacağım. Sadece her saat damlatmam gereken 3'er farklı damla var bunları damlatırken çıkaracağım. Bir gün boyunca da gözüme su, el veya yabancı bir cisim değmeyecek. 
Ertesi sabah doktor kontrolü var. 
Benim de iş yoğunluğumun en fazla olduğu bir dönem, izin almam mümkün değil. 
Gözlükle çok komik görünüyorum. 
Hastane çıkışı gözlerim, özellikle göz kapaklarım çok acıyor. Üstelik sol gözümde de biraz batma var. 
Eve geldim ve yattım. Her saat başı damlalar. 
Sağ gözümde birşey yok ama sol gözümde batma devam ediyor. 
Akşama doğru doktoru aradım ulaşamdım. Sms attım. 
Asistanı döndü batmanın normal olduğunu söyledi. 
Gözlük sadece ışıktan korumuyor aynı zaman elin çarpmasını da önlüyor. 
Özellikle yatarken, hatta çocuklar da gelmişken bu çok önemli. Gözlük gözü koruyor. 
Ertesi sabah kontrole gittim. 
Doktor kontrol etti. Başarılı olduğunu söyledi. 
Sıfırlanıp sıfırlanmadığını anlamak için bir ay sonra bir daha kontrole gideceğim. 
Gözlüğü çıkardık. Damlalar devam ediyor, günde dörder defa. 
Gözlüksüz dünyaya bakmak güzel. 
Kötü olan yoğun bir iş temposunun olduğu bir döenmde sürekli bilgisayara bakma zorunluluğu. 
Yapacak birşey yok. 
Hiç hazılık yapmadan araştırmadan küt diye doktora gittim ve ertesi günü ameliyat oldum. 
Bu iyi birşey mi kötü birşey mi?
Bugün 1 ay oldu. 
Yarın kontrolüm var. Gözlerimde ağrı yok, batma yok damla sıklığı azaldı. 
Sanki gözüm sıfırlamadı. 
Geceleri renkler biraz daha baskın, sanki hepsi neon lambalar. 
İstediğim güneş gözlüğü seçmek kullanmak büyük özgürlük. 
Sabahları gözlük aramıyorum, yatarak televizyon izleyebiliyorum. 
Sabahları traş olurken yüzümü görebiliyorum. 
Çocuklarla boğuşabiliyor istediğm zaman omuzuma alabiliyorum. 
Yağmurda yürürken gözlüğün ıslanması dert değil. 
Şimdiki aklım olsa bu ameliyatı yaptırır mıydım? Sanırım hayat kalitemin artması için bu acıya katlanırdım. 

Yusuf
23.05,2013

8 Aralık 2010 Çarşamba

başarılı devlet okulları

merhabalar,
uzun bir süredir 2006 doğumlu olan oğlumuz için okul araştırması yapıyorum. özel okul mu devlet okulu mu ? sorusuyla başladığım bu yolda epey yol geçtiğimi düşünüyorum ve paylaşmak istiyorum. başarılı bir devlet okulu arayışıma; forumlardan, ailece görüştüğümüz çeşitli sınıf öğretmenlerinden, oğlumun gittiği kreşin müdüresinden, ilgili ve bilinçli gördüğüm anne-babalardan, milli eğitimden, ilçe gazetelerinden, oks sbs başarı listelerinden, görüşlerine değer verdiğim kişilerden yardım alarak sürekli faal araştırarak yön verdim. önce hedef semtler belirledim. imkanlar dahilinde taşınabileceğim ve serviste en fazla yarım saat geçebilecek şekilde. göztepe acıbadem ve soyak yenişehir etrafı yla sınırladım. göztepe de; ilhami ahmed örnekal , göztepe pansiyonlu, acıbadem de; hasan tan, telekom acıbadem, reşat nuri güntekin, ata i.ö, yenişehir de; bilge soyak, sait cordan, ataşehir iö. seçeneklerimi daraltarak bu aşamaya getirdim. okullar farklı saatlerde eğitim verdiklerinden, ikili sistem mi, etüdlü mü, pansiyonlu mu aşamasında, tecrübelerden faydalandım. kararım etüdlü olması yönünde. bir nokta var; 2011 de oğlum okul öncesi olacağından öğretmen araştırmasına pek girmedim. takip ettiğim en iyi okul öncesi; tebataşehir anaokulu ve telekom acıbadem anaokulu. bu okullardan birinde okul öncesi ne göndermeyi planlıyorum. ve yarım gün olmasını istiyorum. oğlum üç senedir kreşe gidiyor ve doyum noktasına ulaştı. okuldan önce biraz dinlensin istiyorum. bazen bazı arkadaşlarımın dediği gibi yazdır mahalle okuluna gitsin görüşü de doğru olabilir. hatta herşey çocukta biter görüşü de, içinde olması lazım görüşü de, biz gittik mahalle okuluna eksikte kalmadık görüşü de, hepsi doğru olabilir. ben elimdeki imkanlarla üst seviye bir özel okula gönderemiyorsam elimdeki en iyi imkanı çocuklarıma sunmalıyım veli kısmında aktif kalmalıyım görüşündeyim. veli ok, öğrenci ok, öğretmeni de halledeceğime inanıyorum :)

28 Şubat 2010 Pazar

Avrupada fırtına

Fransa, İspanya ve Portekiz'de etkili olan Sintia fırtınasında ölenlerin sayısı 52'ye yükseldi.
Fırtınanın en fazla etkili olduğu Fransa'da ölen 45 kişinin çoğunun sellerde boğularak can verdiği açıklandı.
Fırtına nedeniyle İspanya'da 3 kişi, Almanya'da 2, Portekiz ve Belçika'da da 1'er kişi yaşamını yitirdi.

Kış olimpiyatları sona erdi

ABD tam 37 madalya kazanarak, bir kış olimpiyatında en fazla madalya kazanan ülke rekoru kırarken, Kanada da 26 madalya ile bir kış olimpiyatında en fazla madalya kazanan evsahibi ülke rekoru kırdı.
ABD’nin toplam 37 madalya ile birinci olduğu olimpiyat oyunlarında Almanya 30 madalya ile ikinci ve evsahibi Kanada 26 madalya ile üçüncü oldu. Bu ülkeleri sırasıyla, Norveç, Avusturya, Rusya Federasyonu, Kore ve Çin takip etti.

Olimpiyat bayrağı 2014 Olimpiyatlarının yapılacağı Rusya’nın Soçi şehrine teslim edildi

17 Şubat 2010 Çarşamba

BRIT awards

30.su düzenlenen BRIT ödülleri dün sahiplerini buldular

En iyi Erkek (İngiliz) : Dizzee Rascal
En iyi Bayan (İngiliz) : Lily Allen
En iyi Erkek (Uluslararası) : Jay-Z
En iyi Bayan (Uluslararası) : Lady Gaga
En iyi Grup (İngiliz) : Kasabian

kaynak: Wikipedia

isim

2009 yılında yeni doğan bebeklere en çok koyulan isimler

erkek: yusuf :)
kız: zeynep

10 Şubat 2010 Çarşamba

Kış Olimpiyatı Kanada'da başlıyor

2010 Kış Olipiyatları Kanada'nın Vancouver kentinde yarın başlıyor. Oyunlar 28 Şubat'a kadar devam edecek.

Türkiye 6 sporcu ile katılıyor
Tuğba Dasdemir
Erdinc Turksever
Sebahattin Oglago
Omer Yusufoglu
Kelime Aydın
Tuğba Karademir

Katılan sporculara başarılar